- küçük düşürücü
- adj. debased, humiliating, insulting, denunciatory, discreditable, infra dig, insolent* * *1. depreciatory 2. pejorative 3. mortifying (n.)
Turkish-English dictionary. 2013.
Turkish-English dictionary. 2013.
kovmak — i, ar 1) Sert veya küçük düşürücü sözlerle gitmesini söylemek, savmak, defetmek Fethi Bey çalgıları kovdu, davul zurna istedi. M. Ş. Esendal 2) Bir yerden sürüp çıkarmak, kovalamak 3) İşine son vermek, görevinden atmak, uzaklaştırmak 4) Varlığına … Çağatay Osmanlı Sözlük
döşenmek — nsz 1) Döşeme işi yapılmak Yılına kalmadı, hepsi düzeldi, döşenip donandı. R. H. Karay 2) e, tkz. Birine kızarak kötü ve küçük düşürücü sözler söylemek 3) tkz. Uzun uzadıya ve yererek yazmak Başyazar bu olay üzerine gene döşenmiş … Çağatay Osmanlı Sözlük
skandal — is., Fr. scandale Büyük yankı uyandıran, utanç verici veya küçük düşürücü olay Ben evimde skandal istemem demedim mi? P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
açığını kapamak (veya kapatmak) — 1) eksiğinin veya küçük düşürücü durumunun anlaşılmamasını sağlamak 2) eksiğini tamamlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
felfelek — is., ği, hay. b. 1) Küçük bir kelebek türü 2) bit. b. Hurmagillerden, kestane büyüklüğündeki yemişi şerit düşürücü nitelik taşıyan Asya bitkisi (Areca catechu) Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller felfelek sokmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tansiyon — is., tıp, Fr. tension 1) Kanın damarlara içeriden yaptığı basınç, kan basıncı Kocasının hiddetten tansiyonu yükseldi. H. Taner 2) mec. Gerilim Hiç değilse önde gelen fırkacıların tansiyonunu düşürmeyi de ümit etmişti. T. Buğra Birleşik Sözler… … Çağatay Osmanlı Sözlük